Hafta sonu nikah vardı benim kuzenin.
E gittik haliyle, o kadar kuzenimiz. Gerçi o kadar da samimi değilimdir. Düdük gibi gitmedim tabi, kot pantolondur filan değil, bir gün önceden alışverişe gittim, aldım mis gibi takımları. Bildiğin takım elbiseyle gittim.
O değil de kimse tanıyamadı beni. Akrabalar filan, kim bu diye bakıyorlardı. Sonra söyleyince de “Eneeeeem sen Burak mısın kııııı?”
Nikah da Acity’deydi, İstanbul yolundaki –yanlış olabilir-. Nikah salonu en üst kattaymış, merdivenlerden çıkarak gidince bütün yemek “dükkanlarının” önünden geçiyorsun. Öyle lakayit bir ortamdan takım elbiseyle geçince millet de sana bakıyor hani. Kaç kız beni kesti ordan geçerken, ahh…
Bir de tıraş oldum, kirli sakal yerini yarım saat uğraşı sonucu keçi sakala bıraktı. Galiba biraz büyük gösterdi bu beni ki şaşırtıcı tepkiler aldım.
Şöyle ki; ablam nikaha sözlüsünü de getirmişti. İkisi de benden 6 yaş büyükler. Buna rağmen yan yana dururken beni ablamın sözlüsü sanıyorlardı bizi tanımayanlar. Beni ablamın abisi sanan bile çıktı.
Benim de bir taraflarım tavan yapmadı değil, havalarda gezdim eve gidene kadar.
O değil de bu “o değil de” lafı her tarafıma takıldı, paso söylüyorum.
Birileri öper sizi, kim ki acaba?
o değil de orda bir adam var, brakulla

0 fikir:
Yorum Gönder
aman tanrım